Pazartesi, 19 Aralık 2011 18:28
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde bulunan ve Nokia, BlackBerry gibi büyük cep telefon ve fotoğraf makinesi markalarına kılıf üreten Trexta Tr isimli fabrikadan 23 işçinin sendikalı oldukları için işten çıkarıldıklarını gazetemizde aktarmıştık.
630 işçi bulunan ve işçilerin % 75’inden fazlası kadın işçi olan fabrikada insanca çalışma koşulları için Deri-İş Sendikası’nda örgütlenme kararı alan işçilerin işten atılmasının ardından Deri-İş Sendikası yaptığı basın toplantısıyla Trexta patronunu son kez uyardıklarını söyledi.
16 Aralık Cuma günü Çerkezköy’de bulunan Petrol-İş Sendikası’nda düzenlenen basın toplantısına yerel basından da yoğun bir katılım oldu. İlk olarak konuşan Deri-İş Sendikası Eğitim ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Eren Korkmaz, Deri-İş’in sınıf perspektifiyle hareket eden bir sendika olduğunu vurgulayarak, Trexta’da da sonuna kadar işçilerin hakkını savunacaklarını söyledi.
Korkmaz; Trexta’da işçilerin çok uzun saatler boyunca zorunlu mesaiye kalmak zorunda bırakıldığını, buna rağmen mesai ücretlerinin 2 senedir ödenmediğini, işçilerin neredeyse tamamının asgari ücret aldığını, kreşinin bulunmadığını, fabrika işçilerin büyük bir kısmını kadın işçilerin oluşturmasından kaynaklı “ses çıkaramayacakları düşünülerek” insan haklarına aykırı yasaklar konulduğunu aktardı.
Ağustos’tan bu yana fabrikada örgütlenme çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Korkmaz, sendikal çalışmada öncü olan 23 işçinin “performans düşüklüğü” gibi asılsız gerekçelerle işten çıkarıldığını ve işten atılmalara karşı uluslararası çalışmalar başlatıldığını anlattı. Nokia ve çeşitli uluslararası sendikalarla görüşmeler başlattıklarını aktaran Korkmaz, bunun sonucunda Nokia’nın fabrikaya genel merkezden denetim uzmanı gönderdiğini söyledi.
Fabrikada bulunan işçiler üzerindeki baskıların sona erdirilmesi ve işten çıkarılan işçilerin geri alınması için 3 ayaklı bir çalışma başlattıklarını belirten Korkmaz; bunları şöyle sıraladı:
1- Uluslararası temelde: Çin, Finlandiya, Japonya, Kanada gibi ülkelerde bulunan fabrikanın müşteri firmaları ile görüşmek ve buralarda örgütlü sendikalarla iletişimde olmak.
2- Ulusal temelde: Sendikalar ve kadın örgütleri başta olmak üzere tüm emekten yana olan kurumlarla çalışma yürütmek.
3- Yerel temelde: Fabrikanın bulunduğu Çerkezköy başta olmak üzere, işçilerin yaşadığı Saray, Kapaklı, Çorlu gibi ilçelerde de eylemler, açıklamalar yaparak bölge halkından destek almak.
Korkmaz son olarak, “Taleplerimiz gerçekleşene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Korkmaz’ın ardından fabrikadan atılan işçiler söz aldı. İşçilerden Gülcan Bilim; fabrikada yaşadıkları sorunlara değindi. Tuvaletlerin sürekli kilitli olduğunu ve lavaboya gitmek için bile izin almak zorunda kaldıklarını söyleyen Bilim, lavaboda 5 dakikadan daha uzun süre kalındığında ise kendilerinden savunma istendiğini anlattı.
Baskıların yoğun olduğunu ve bu yüzden de fabrikada sendikal çalışmaların başladığını belirten Bilim, patronun “Erkekleri atarsak, kadınlar seslerini çıkaramaz” düşüncesiyle hareket ettiklerini ve bu yüzden de önce erkek işçilerin atıldığını söyledi. “Biz de ‘Ummadık taş, baş yarar’ diyerek sendikaya üye olduk” diyen Bilim, işini severek yapmasına ve çok çalışmasına rağmen “performans düşüklüğü” nedeniyle işten çıkarılmasına çok içerlediğini aktardı.
Diğer işçilerden Esma Tuna “Fabrikaya ne girişimiz ne de çıkışımız belliydi” dedi ve fabrikada “mavi yakalılarla”, “beyaz yakalıların” ayrı muamele gördüğünü, mola yerinde dahi birlikte gezmelerinin yasak olduğuna ve bu yüzden aralarına kırmızı çizgi çizildiğine değindi. Sık sık yenilenen bu çizgiden geçmenin yasak olduğunu anlatan Tuna, tüm bu baskılara karşı sendikalı olmaya karar verdiklerini söyledi.
Son olarak konuşan Der-İş Sendikası Genel Eğitim ve Teşkilatlandırma Sekreteri Hasan Uluşan da fabrika patronunu son kez uyardıklarını ve eğer talepler kabul edilmez ve işten atmalar devam ederse fabrika önünde çadır kuracaklarını söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder