29 Aralık 2011 Perşembe

İŞTEN ÇIKARTILMA DURUMUNDA YAPILMASI GEREKENLER VE HAKLARIMIZ

İş nedir?
İş, insanlara faydalı olacak mal veya hizmetlerin üretilmesidir. İçinde yaşadığımız kapitalist düzende insanlığa faydalı olacak her şey patronların para kazanması için yapılır hale gelmiştir. Sermaye zenginlerde olduğu için işi kuran da sermaye sahibi olmuş işi yapan işçi ise patronun yanında bir köle haline gelmiş. Bu insanlık düşmanı kapitalist düzen değişmediği sürece de bu kölelik ilişkisinin değişmesi imkansız.

İşçi neden çalışmaya gerek duyar?
Aslında mesele sadece işçinin yaşamak için çalışması gerekir meselesi değildir. Patron daha çok zengin olmak için işçi çalıştırmak zorundadır. Emek sömürüsü yapacak ki, kar ortaya çıksın. Kendisi ya da çoluğu çocuğu çalışacak değil ya...! Sabancı’nın babası 50 sene önce küçük bir çırçır fabrikasıyla başladığı patronluk hayatından buraya nasıl geldi. Kendileri mi çalıştı da bugün Sabancı Holding oldular. Demek ki, işçinin emeği olmazsa sermayenin büyümesi imkansız.

Nasıl yani, işçi patrona muhtaç değil mi, patron olmazsa işçiye kim iş verir?
İşçi patrona muhtaç değildir. İşçinin sadece çalışmaya ihtiyacı vardır. Esasında patron işçiye muhtaçtır. Çünkü sermaye denilen şey emek sömürüsüyle biriken paradır. Ama işçi çalışmak için illa ki bir patrona kendini sömürtmek zorunda değildir. Örneğin kamu bütçesiyle kurulan bir şeker fabrikasında işçiler çalışarak hayatlarını kazanabilmektedir.

Ne yapacaklar öyleyse?
Öncelikle kendilerinin işçi, onların patron olduğunu bilecekler. Patron işyerini para kazanmak için kurmuştur. Para kazanmak için işçiyi düşük ücretle ve kötü koşullarda çalıştırmak zorundadır. Dolayısıyla işçi ile patron arasında uzlaşmaz bir çelişki vardır. Patronlar ancak işçilerin gücünü gördüklerinde işçinin haklarını verirler. Avrupa’da bugün işçiler biraz rahatsa zamanında verdikleri mücadeleden dolayıdır. Bu nedenle işçiler aynı yolun yolcusu olduklarını bilmeliler ve ortak hareket etmelidirler.




Yani patron ona kapıyı gösterince ne yapacaklar?
Bir keresinde o işyerini ayakta tutan sermayenin kendisinin ve arkadaşlarının ortak emeğinin ürünü olduğunu bilecekler. Dolayısıyla işyeri patronun çiftlik gibi yöneteceği bir yer değildir. Bu nedenle öncelikle işyerindeki ve çevredeki işçi arkadaşlarıyla bir olup, patronun karşısına dikilmelidirler. "Biz senin kölen değiliz, bizimle istediğin gibi oynayamazsın" demeliyiz.

Peki ya işçilerin böyle bir birlikteliği ve örgütlülüğü yoksa?
Öncelikli mutlaka böyle bir birliktelik için uğraşılmalı. Örgütlü olmaktan daha garanti bir çözüm yok. Ama yine de bu birliktelik henüz kurulmamışsa o zaman yasal haklarımıza bakmamız lazım.

Yasalarda işçileri koruyan bir şeyler var mı?
Yasalar esas olarak patronların çıkarlarını korumak için vardır. Ancak eğer işçilerin bir gücü varsa yasa yapılırken işçiler de örgütlü güçleriyle, sendikalarıyla, eylemleriyle hükümete baskı yaparak kendi lehlerine bazı yasa maddelerini kabul ettirebilirler.

Şu anki yasada bizi koruyan neler var?
Öncelikle yasa patrona işçiyi işten çıkartma hakkını veriyor. Çünkü yasada işyerini patronun evi gibi görüyor. İşçiyi patronun yanında çalışan, ona muhtaç kişi olarak tanımlıyor. Ama işçi mücadeleleri sonucunda patronların işçileri işten çıkartmaları bazı koşullara bağlı hale getirilmiş. Yani patronun keyfi davranması biraz önlenmiş.

İhbar tazminatıyla mı?
Evet. Öncelikle patron işçiyi çıkartacağı zaman önceden haber vermesi gerekiyor. “Ben seni şu gerekçeyle çıkartıyorum, haberin olsun kendine iş aramaya başla” demesi lazım. Buna ihbar süresi deniyor. Eğer patron bunu yapmamışsa işçiye ceza ödüyor. Buna da ihbar tazminatı deniyor. Örneğin yasaya göre 1,5 yıl ile 3 yıl arasında bir süredir işyerinde çalışan bir işçiyi patron eğer işten çıkartacaksa patron işçiye 6 hafta önce bunu bildirmek zorunda. Eğer bildirmeden çıkarırsa 6 haftalık ücret tutarında ceza öder.

Başka ne tür haklarımız var?
İşçinin çalışma süresi 1 yılı geçmişse kıdem tazminatı hakkı vardır. Çalıştığı yıl başına aylık brüt ücreti ve sosyal haklarının toplamı kadar tazminat alır. Yıllık izin kullanmamışsa veya ödenmeyen fazla mesai ücreti vb. varsa onları alır.

Patron vermezse...?
Bu durumda işçi İş Mahkemesine dava açar. Kıdem tazminatı hakkı için 10 yıl, diğer alacaklarda 5 yıl boyunca dava açma hakkı vardır.

Her türlü işten çıkartmada bu haklar var mıdır?
Hayır. Eğer patron işçiyi yasada belirtilen (haklı sebeplere dayanan gerekçelerle yani işçinin açık kusurundan kaynaklanan nedenlerle) işten çıkartıyorsa kıdem tazminatı alamaz. Örneğin işçi hırsızlık yapmışsa veya bir başka işçi arkadaşına haksız olarak zarar vermişse vb. Bunlar yasada açık açık yazılıdır.

Peki işten atılan işçi, "Yapılan haksızlıktır ben tazminatımı falan almak istemiyorum, çalışmak istiyorum." diyebilir mi?
Evet diyebilir. Ancak bunun için o işyerinde 30’dan fazla işçi çalışıyor olması ve o işçinin en az 6 aydır orada çalışıyor olması lazım. Bir de işinin süresiz olması lazım. Yani 3 aylığına, 5 aylığına bir iş için alınmamış olması lazım. Bu koşulları yoksa, örneği işyerinde 25 kişi çalışıyorsa bu hakkı yoktur.

Koşulları uyuyorsa ne yapacak?
Koşulları uyuyorsa hemen mahkemeye başvuracak. "Ben haksız yere işten atıldım işime geri dönmek istiyorum" diyecek. Bunu işten çıkartıldığının kendisine bildirilmesinden itibaren 1 ay içinde yapmak zorunda.

Diyelim ki, mahkeme işçiyi haklı buldu...
Bu durumda patron işçinin işten çıkartıldıktan sonraki süreçte çalışamadığı süreler için 4 aylık ücretini ödemek zorundadır. Ayrıca işçinin mahkeme kararından sonra 10 gün içinde (İşe geri dönmek istiyorum) diye patrona başvurması lazım. 10 günü geçirirse hakkını kaybeder. İşveren de işçinin başvurusundan sonra 1 ay içinde de işçiyi yeniden işe başlatmak durumundadır

Patron mahkeme kararına uymazsa ne olur?
Eğer patron mahkeme kararına uymayıp işçiyi işe almazsa mahkemenin belirleyeceği miktarda bir para cezasını ayrıca işçiye ödemek zorundadır. Bu ceza en az 4 aylık en çok 8 aylık ücret tutarındadır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder