29 Aralık 2011 Perşembe

Trexta Tr Deri fabrikasında işçiler örgütleniyor

ÇERKEZKÖY’DE BULUNAN TREXTA TR DERİ FABRİKASI’NDAN SENDİKA ÜYESİ 20 İŞÇİ ATILDI
Ruken Tuncel
Evrensel Gazetesi

Nokia, Blackberry, Canon ve iPhone gibi uluslararası firmalara aksesuar ve kılıf imalatı yapan, Çerkezköy’de bulunan Trexta Tr Deri Fabrikası patronu işçilerini sendikalı olmak istedikleri için işten attı.

Büyük çoğunluğu kadın işçilerden oluşan fabrikada çalışma koşullarının kötü olması nedeniyle işçiler Deri-İş Sendikası'nda örgütlenmeye başladı. İşçilerin sendikalaştığını duyan patron ise 20 işçiyi işten attı.

İşten atılan işçilerden Çiğdem Çakır, 7 yıldır Trexta Tr’de makinacı olarak çalışıyor. Çakır, fabrikada dinlenme saatlerinden, ücretlerine kadar bir çok sorunla karşı karşıya olduklarını kaydetti. 630 kişinin çalıştığı fabrikada 465’nin kadın işçi olduğunu belirten Çakır, “Bizler çok büyük firmalara iş yapıyoruz. Fakat karşılaştığımız en büyük sorunlardan biri ücretlerimizi zamanında ve tam alamamaktır” dedi.

KAĞIT ÜSTÜNDE VAR GERÇEKTE YOK

Fabrikada makinaların durmaksızın çalıştığını ücretlerin ise ‘para yok’ denilerek keyfi bir şekilde ödenmediğini dile getiren Çakır, “Sürekli iş yapıyoruz fakat para yok bahanesiyle ücretlerimizi alamıyoruz. Maaşlarımızı sorduğumuzda işveren vekilleri bize ‘maaşlarınızı sormayın, para var da mı vermiyoruz? Bir daha sorarsanız ihtar yersiniz, işten atılırsınız, sokakta bir dünya işsiz var’ gibi sözler söylüyorlar” diye konuştu. Çakır, kadın sayısının bu kadar yüksek olduğu bir fabrikada başlıca sorunlarından birininde kreşin bulunmaması olduğunu dile getirdi. Çakır “Fabrikanın yarısından fazlasının kadınlar oluşturuyor. Büyük çoğunluğuda çocuğu olan insanlar ama fabrikada bildiğimiz kadarıyla kağıt üzerinde kreş var görünüyor ama gerçekte böyle bir şey yok”dedi.
  • ‘SENDİKALI OLMAK İSTEDİĞİMİZ İÇİN ATILDIK’
    Sorunlarının sadece ücretleriyle sınırlı olmadığını aktaran Çakır, “Önceden haber verilmeden çalışma saatimiz bittikten sonra ansızın mesaiye kalacaksınız deniliyor. Kalmak istemeyecek olursak da tehdit ediliyoruz. ‘Çocuğunuz hasta olursa, işiniz çıkarsa gelip bizden izin istemeyin’ şeklinde tehditler savuruyorlar” diye konuştu. Fazla mesaiye kalmak istemedikleri bir iş çıkışında ise fabrika yöneticileri tarafından fabrikada esir alındıklarını, kapıların kapatıldığını ve servislerin kaldırılmadığını ifade eden Çakır, fazla mesailerine de ücret verilmediğini söyledi.
    “Asgari ücretle çalışıyoruz, maaşlarımız iki parça halinde düzensiz veriliyor. Bu durum bizi zaten zorluyorken, fazla mesaiye de ücret vermiyorlar” diyen Çakır, bütün bu çalışma koşullarının zorluklarından kaynaklı sendikalı olmak istediklerini, patron temsilcilerininde bu nedenle kendilerini işten çıkarttıklarını ifade etti.
    İşten çıkartılma nedeni olarak kendilerine performans düşüklüğü gösterildiğini belirten Çakır, “Biz her birimiz en az 4 yıldır o fabrikada çalışıyoruz. Bugüne kadar performans düşüklüğünden dolayı en ufak bir uyarı bile almamışken, biz bu nedenle işten çıkartılıyoruz. İstenilenden fazla iş çıkartan ve fabrikanın her alanın da çalışan elemanlardık” diye konuştu.
    ‘SÜRGÜN EDİLİYORDUK’
    Trexta Tr’de yaklaşık 3 yıldır çalışan Gülcan Bilim, daha önce gerekçe gösterilmeden bir kez işten çıkartıldığını ve bir yıl sonra tekrar geri çağrıldığını, bu defa da performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek işten atıldığını söyledi. Fabrikada sendikalı olmak istediklerini ve bunun için girişimlerde bulunduklarını kaydeden Bilim, “Bizler daha insani daha iyi koşullarda çalışmak için sendikalı olmak istiyorduk. Ve bunun için girişimlerde bulunduk. Fakat işveren temsilcileri bundan heberdar oldu ve bizi fabrika içinde ordan oraya sürgün ettiler. Çalışma yerlerimiz sürekli değiştiriliyordu” diye konuştu. Bilim, patron temsilcilerinin isteklerini karşılamayınca da sürgüne edildiklerini belirterek, “Mesela mesai kalmamızı istiyorlardı. Kalmayacak olursak, ertesi gün kendimizi başka bir işin başında buluyorduk. Makinacı, ilaç odasına, ilaç odasında ki makasa veriliyordu” dedi.
    ‘AYRIM YAPILIYOR’
    Eşiyle aynı yerde çalışan işten atılanlar arasında olan Halil Bilim ise, personellerin beyaz yakalılar ve mavi yakalılar diye ayırdıklarını, mavi yakalıların işçilerden, beyaz yakalılarınsa personellerden oluştuğunu ifade etti. Beyaz yakalılarla aralarında renk farkının ve onların sahip oldukları haklar dışında hiçbir fark olmadığını dile getiren Bilim, “Bizler beyaz yakalılarla aynı ücreti alıyoruz mesela, ama onlar ücretini zamannında ve tam alırken, biz iki parça halinde ve geç alıyoruz. Beyaz yakalılar 45 dakika mola kullanıyorken biz 30 dakika kullanıyoruz” diye konuştu. Bilim, fabrika içerisinde kırmızı boyalarla alanlar çizildiğini, bu alanları beyaz yakalı işçiler geçince hiçbir sorun yaşanmadığını ama mavi yakalı işçiler geçince ihtar yediğini söyledi.
    Bu uygulamanın tamamen keyfi yapıldığını, o alanlarda dolaşılmayı engelleyen bir durum söz konusu olmadığını belirten Bilim, fabrikanın 630 çalışanın bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu kadar insanın çalıştığı bir fabrikada dinlenme salonu yok. Yemekhane yemek saatleri dışında kapalı. Bu kadar insan sıcakta soğukta bahçede ayakta geçiriyor dinlenme saatini” dedi. (Çerkezköy/EVRENSEL)

    ‘UÇUCU MADDELERİN İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ’

    İş sağlığı ve güvenliği konusunda da hiçbir tedbir alınmadığına dikkat çeken Hatice Aksüt, “Biz tiner, bali gibi ucucu maddeler ve kimyasallarla çalışıyoruz. Yaptığımız kılıfların tozuda cabası. Havalandırmalarımız çalışmıyor. Uçucu maddeler için kullandığımız maskeler ise, eczanelerde satılan basit maskeler ve hiçbir koruma görevide yok” diye konuştu.
    Aksüt, ilaç bölümünde çalıştırılan işçilerin dönüşümlü olarak çalıştırıldığını ama ustayla problemi olan işçilerin aralıksız iki ay bu bölümde çalıştırıldığını ifade etti. İlaç bölümünde çalışan arkadaşlarından iki kişinin sağlık sorunu yaşamaya başladığını dile getiren Aksüt, “İki arkadaşımız ilaç bölümünde çalışırken sağlık sorunu yaşadı. Bir arkadaşımız doktora gittiğinde doktorun kendisine ucucu maddelerin içerisinde çalışmaması gerektiğine dair rapor verdi. Arkadaşımız bölümün değiştirilmesi için birim sorumlusuna raporlarıyla başvurdu. Fakat yeri değiştirilmedi ve işten çıkmak zorunda kaldı” dedi. Aksüt, dikiş makinalarında olan koruyucu önlemlerin de yetersiz olduğunu, makinada çalışan iki arkadaşlarının da parmağını makinaya kaptırdığını ifade etti.

    ‘TUVALET KAPILARINI KİLİTLİYORLAR’

    4 yıldır Trexta Tr Deri fabrikasında çalışan Şengül Günay’da işten atılanlar arasında. Ona da diğer arkadaşları gibi performans düşüklüğü gerekçe gösterilmiş.
    Günay, bunun bir bahane olduğunu, işten atılmalarının asıl nedeninin sendikalı olmak istemelerinden kaynaklandığını kaydetti. Sendikalı olmak için bir çok nedenleri olduğunu vurgulayan Günay, “İşimiz gereği yanı başımızda çalışan arkadaşla dialog kurmak zorunda kalıyoruz. Fakat işyerinde konuşmak yasak olduğundan bu bizim ihtar yememize ve hakkımızda tutanak tutulmasına neden oluyor” diye konuştu. Günay, odalara çekilerek haklarında tutulan tutanakların baskı yoluyla imzalatılmak istendiğini, imzalamadıkları takdirde ise patron temsilcileri tarafından ‘imzalamazsan ben senin imzanı taklit ederim’ denildiğini ifade etti.
    İnsanın temel ihtiyaçları arasında yer alan tuvalet ihtiyacına bile sınırlama konulduğunu aktaran Günay, “Tuvalet kapılarını kilitliyorlar, tuvalete gitmek için birim sorumlularından anahtarı alıyoruz ve zaman tutuyorlar. Beş dakikada eğer dönmezsek, hakkımızda tutanak tutuluyor” dedi. Günay, işten atılmalarının ardından, fabrikada çalışmaya devam eden arkadaşlarına da psikolojik baskılar yapıldığını belirterek, “İşveren temsilcileri bizler için, ‘onlar bazı faaliyetlare katıldılar ve işten atıldılar. Sizde bulaşırsanız sizin de sonunuz onlar gibi olur. Onlar ergenokoncular, örgütçüler’ deniliyor” dedi.
    Güncelleme tarihi: 2011-10-30
  • Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder